27 Ekim 2004 Çarşamba

"

"varlığınla fazlasıyla dokunuyorsun zaten".

dedi biri.. öyleydi..her harfine kadar doğruydu.. içimi yakıyordu warlığıyla.. sıcaklığı mutluluk werici.. beni tamamladığını hissettim bi an..

ben özlemlerde şimdilerde..

sessizlerde..



öyle bi yere dokundu ki canımı yaktı..

söyledim, dinlemedi..

zayıf ve yorgun savunmam aynı yere ok gibi fırlattığı acımasız sözlere daha fazla dayanamadı..

ben boşluklarda..

belki kızgın belki kırgın.. umudum gözyaşlarıma karısıp aktı gitti.. hiç içi sızlamadı..



varlığımla dokunuyodum belki ama hiç kalbine dokunamadım..{dokunsamda hissettiremedim}

sense yakıp geçtin heryeri..

21 Temmuz 2004 Çarşamba

İNCİNMEK KORKUSU

Yıllarca kendimi tanıyamamışım. Hep incittim insanları, çok üzdüm dedim. Hem incittiğim için acı çektim hem incindiğim için. Ama bugün hatta demin anladım ki kusursuz bi yalandı bu. Ahmet Altanı’ın “İçimizde Bir Yer” adlı kitabını okurken şu satırlarda gözlerime şimşek gibi çarptı bi gerçek daha.

“Aşktan ne kdr çok söz edersek edelim aynı ölüm gibi, aşka da hiçbirimiz hazır olamıyoruz, onunla karşılaştığımızda ilk büyük titreyiş ve coşkuyla birlikte tedirginliği, şaşkınlığı, zaman zaman dehşeti, acıyı, endişeyi, incinmeyi, bir başkasını kendisinden çok sevmeyi şiddetle yadırgayıp ayaklanan gururu da hissediyoruz, o depremde en iyi tanıdığımız en güvendiğimiz ve kaybetmekten en çok korktuğumuza, kendimize sarılıyoruz.”

Evet bu satırlarda kendimi buldum. yazılanların hepsi doğruydu, hatta bendim bu kelimeler. Ben incitmedim hep incindim. Bi kara delik gibi tüm acıları kendime çektim. işlemediğim suçların bile cezasını çektim ben. Vicdanım beni hiç rahat bırakmadı. daha yeni karşı karşıya geldiğim bu gerçek. Şimdi beni deli gibi korkutuyor. aşık olmak istememem aslında bencilliğimden, korkumdan hatta belki paylaşmak istemememden benim olanları... Yine mıknatıs gibi çekmekten korkuyorum acıları, yanlışları... Aşkın dudaklarımdaki çekici tadı düşene kadar aklıma tüketiyor bu korkular beni...

Biliyorum kelimeler cümleler hep aynı ama kendimi farklı biri gibi yazamıyorum işte!!

16 Haziran 2004 Çarşamba

sen

öle birşey war ki aklımın hayalimin yetmediği..
sen kendine has o bilmişliğinle beni büyüleyen..
gözlerine bakınca kaybolduğum, körü körüne inandığım sen..
ah sen.. sensizliği düşününce ölümle burun buruna geldiğim..
başka biriyle seni düşününce ilk seni sonra tüm dünyayı we benliğimi yakmak istediğim..
sen belki intihar bnm için...
sana we sensizliğe aynı anda alışmak zorunda olduğum
çünkü sen... tanıyıpta asla çözemediğim, BEN!!

31 Mayıs 2004 Pazartesi

_

Sevgi ve şefkat peşinde koştuğum günler var. Hatta bir nefesin özlemini duyduğum geceler… Yalnızlığın her daim yoldaşım olduğunu biliyor olmam onu sevdiğim ve ona alıştığım anlamına gelmez. Hasretini çektiğim başka şeyler de var. Mesela; dostluk! Ama lafta kalanından değil. Sesini dahi duyduğunda kanını ısıtan cinsten. Bi de hiç sevmediğim halde ayranı özledim belki yanında da lahmacun. Uzun aylar uzun yıllar geçti hayatımdan. Canını acıttığım, üzdüğüm çok insan oldu, ama acının ne demek olduğunu bana da öğrettiler sonunda. Bazı şeyler yaşayınca, daha farklı bakıyorsun hayata, dünyaya. Acılar olgunlaştırıyor insanı, ben olgunlaşmak istemedim. Ama beni dinlemediler. Ömrümün hazan mevsimi geldi ve geçti. Geriye kumsalda yürüdüğünde ardında kalanlar gibi ayak izleri kaldı. Ama biliyorum bir gün dalgalar delirdiğinde o sevda dolu denizin suları kıyılarıma vuracak ve ayak izleri silinecek. Peki dokunduğu yeri kirleten o izlerden kalan, kum taneciklerinin içine işlemiş pisliği kim temizleyecek? Ne kadar deli, ne kadar sevda dolu da olsa hangi deniz olursa olsun ben bu pisliği temizleyebilecek birini tanımıyorum. Ama umuyorum.

Öyle ya da böyle istemeden olgunlaşan ben;
Özlemlerimle, hasretlerimle, sevdalarımla, nefretimle, sonunu getiremediğim ve hiç başlayamadığım cümlelerimle; Ve yalanlarla, riyalarla, sahta gözyaşları, sahta mutluluklarla dolu ama umut dolu hayatta nefes almaya devam ediyorum, edeceğim.


Son olarak yüreğimden özür diliyorum. Zamanında sevimsiz, sevgisiz, yaptıkları yüzünden sonunda yalnız kalmaya mahkum şu an acınacak halde bir sefili senden izinsiz içeri aldığım için!!!

28 Mayıs 2004 Cuma

NE HİSSEDİYORSUN DESELER?

Şimdi kalbimde kavak yelleri esiyor
Hüznüm doruklarına ulaştı taştı gidiyor
Ruhum bir ağırlık daha kalktı gibi hissediyor
Ben yanılmışım, zaman telafisiymiş herşeyin..

Boşa vakit kaybetmişim sadece
Aklımda ne soru ne sızı
Yüreğime ise derin bi sessizlik hakim şimdi
Ben yanılmışım, kimse bu kadar çok sevemezmiş

Bahar geldi açtı gönlümün çiçekleri
Elbet yine sevecek küçük yüreciğim
Yine büyük sevdalar yaşayacak ağırlığınca
Ben yanılmışım, her mevsim aynı olmazmış

Geçicidir soğuk hazan mevisim
Öğrendim acılarla sevişmeyi
Yoruldukça yoğrulurmuş insan da
Ben yanılmışım, hayat devam ediyor

17 Mayıs 2004 Pazartesi

_

Çok fazla şey istemiyorum ki can bea!
Çık gel işte çık gel!
Yüreğim hasret sana,
Tenim bu bilinmezliğe hasret,
Aklım esir...
Hasretinden palangalar eskittim
Ama gelsen bi bana
Gülsen gözlerime
Her mevsim ilkbahar açacak pencerelerim hayata..
Çık gel işte çık gel!

20 Nisan 2004 Salı

Sanrı

Bir anda içimi, durmadan büyüyen bir korku kaplamaya başladı.

Midemden gelen çığlıklara uyandım,

İrkilmelerime…

Etraf bulanıklaştı, dünya sarsıldı.

Sanrı tadını aldı objeler.

“ben korkuyorum.” sözcüklerine takıldı Düşler Tanrısı Morpheus.

20.04.06

5 Nisan 2004 Pazartesi

__

İnsanlar bazen kendilerinin diğer insanlar için çok fazla önem taşıdığını sanar. Ama eğer kişi görebiliyorsa en azından arkasına dönüp baktığında zamanını yanlış bir insan için boşa harcadığını görebilecek kadar zekiyse, sevmelerinin, öpmelerinin yalan olduğunu hatta en güzel zamanlarında söylenen masum gibi gözüken pembe kapaklı kara yalanlar kabus gibi çöküyorsa geceleri üzerine, ilk defa hata yaptıysa, O nun gözlerine bakınca ağlayacak kadar kırgın, dudaklarına bakınca onu öldürebilecek kadar kızgınsa hala, güvenini kaybetmişse hayata, korkuyorsa ölesiye ve hala acı çekiyorsa bir şeylerin gölgesinde....


Yeterince şey görmüş geçirmiş yeterince acıya doymuş demektir. Eğer karşındakinin bunları yaşamasına hiçbir şekilde değmediğini anlarsa bir gün ve hiçbir şey hissetmiyorsa içindeki kin dışında artık kabus bitmiştir. Unutulmuştur O Adam! [ister inansın ister inanmasın]

22 Şubat 2004 Pazar

Saat 4 olmak üzere..

Saat 4 olmak üzere havada yıldız yok. elimde kalemim, sigaram yok, kağıdım war.İyi mi kötü mü bilmiyorum. Ne yazsam bilmiyorum!


Üşüyorum
Soğuk nefesini hissediyorum tüylerimin diken diken olduğu yerde
Ellerim buz gibi, vücudum sıcacık, kalbim parmaklıklar arkasında
Bir şiir vardır ya hasretinden palangalar eskittim
Aynen de öyle
Hasretinden palangalar eskittim sihir gözlüm
Yalnızım yalnız, böyle olmayı ben istemedim ama kalbim el vermiyor
O bir tek seni biliyor, başkasını bilse de o gelmiyor zaten
Meğer amma zormuş birini kabullenmek
Kabullendiğini koparıp atmak
Bıraktığın nefesi geri alamamak gibi,
Bıraktığın nefes sanki son oksijeninmiş gibi
Kalbimin cezası bitti artık
Af çıkardım kendime
Ama o bir kere ceza aldı, yanlışın ne olduğunu biliyor artık
Ve her suçlu gibi pişman
Bu yüzden tanıdık bildik bir yer istiyor
Sığınacak sakin, huzur dolu, güvenli bir liman bu sefer
Bu sefer dalgalı, fırtınalı yolculuklara paydos..

Ey aklım, ellerim ve dudaklarım, vücudum
Bu kalp tahliye oluyor artık!
Sizi de Allah Kurtarsın!
Gözlerimi avukat bırakıyorum size!

SARHOŞLUĞUMUN YAZISI BU

Daha kaç tane ben gitmeli, yitmeli
Aşkların bitmişliğini kanıtlamak için
İçimde bir hüzün var senden kalan
Gitmek bilmiyor bea .....!
Git artık, ben gittim haberin yok mu?
Git artık, daha ne duruyorsun?
Beni bensizliğimle, sensizliğimle rahat bırak.
Biraz zor olucak biliyorum
Ama sen yine de git yüreğimden
Biliyorsun yaşayamam belki ama
Ruhsuz bir ben olabilirim
Şimdi de öyle değil miyim sanki?
Bırak beni hatıralarla yalnız, hadi git artık kapı orda!
En fala bir parçam sensiz, bensiz, bizsiz kalır
Belki, belki de biz hiç olmamışızdır
Yani belki hiç biz diye bir kelime yoktur lügatlar da
Ben en azından böyle de yaşamalıyım bunu biliyorum
Hem bak sen başkalarıyla da mutlu olabilirsin
Senin sevdiğin ben değil ki aşktı
İşte ben bunu biliyorum, o yüzden git!
Sen beni hiç sevmedin ki, sen sadece aşkı sevdin
Onla, bunla, benle, başkasıyla ne fark ederdi ki senin için
Yapma biliyorum artık hadi git!
Hem sende biliyorsun ben acıyı seçtim
Sensizliği seçtim, hiç olmamış “biz”sizliği seçtim, hadi git!
Acıyı ben seçtim, umursamazlıkla karışık mutluluğu da sen
Hadi git!
Seçimler, ah seçimler!
Belki belli etmiyorduk ama daha baştan seçmiştik biz herşeyi!
Böyle olacağı belliydi (yanlışlık üzerine kurulmuş bir hayat ne kadar sürerse o kadar sürdü bizimde) inanmasak da, inanalım artık!
Haydi git! Bırak gözyaşlarım dalgalara karışsın
Sen kıyısı olmayan bir karasın, sana ulaşamazlar nasılsa
Başka kıyılar, limanlar bulacaklar çare yok
Bu son seferim aşka demiştim olmadı bak gördün mü?
Affet beni yaşattığım tüm yokluklar, acılar için affet.
Bari gözüm arkada kalmasın!
Diyeceklerim bundan ibaret
Ben aslında senden çoktan gittim, haberin yok mu?
Hadi durma sende git!

HİSLERİN GÜNIŞIĞI

NE OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM Bİ YOKLUĞUM VAR HALA
BENDE HİÇBİŞEY BİTMİŞ DEĞİL BİLESİN
YAŞADIĞIM HER ACIYA SENİN ADINI KOYUYORUM
TÜM KAPILAR SANA ÇIKIYOR YİNE
Bİ ANDA KENDİMİ Bİ KÖŞE BAŞINA SİNMİŞ BLUYORUM
AĞLAYAMIYORUM!
NEDENSE BU LANET OLASI GÖZYAŞI AKMAK BİLMİYOR GÖZÜMDEN
ÖYLE YOĞUNLUĞUNCA Bİ YALNIZLIK Kİ BU
KİMSE ANLAMIYOR
GİTMEK İSTİYORUM, BİTMEK İSTİYORUM
SADECE BU KENTTEN DEĞİL
SENİ BİLEN YÜREĞİMDEN, AKLIMDAN
YİNE OLMUYOR
KEŞKE OLSA AMA SENDE BİLİYOSUN Kİ
KEŞKE ASLA OLMİCAK ŞEYLER İÇİN DENİR
KEŞKE.. AH.. KEŞKE..!
KEŞKENİN MANASINI İMKANSIZA ÇIKARDIM SANIRDIM
MEĞERSE OLMAMIŞ KENDİMİ KANDIRMIŞIM
TIPKI SENİN GİBİ, BEN YİNE KANMIŞIM
NERDE YABANCI Bİ GÖZ GÖRSEM
BEN SENİNLE TAMAMLIYORUM!
BAZEN DÜŞÜNÜYORUM NE GEREK VARDI BU KADAR
BİRBİRİMİZİ YIPRATMAYA, YAZIK DEĞİL MİYDİ BİZE?
BİZİMKİSİ CAN DEĞİL MİYDİ?
SEN ALIŞABİLDİN Mİ BU BOŞLUĞA?
BEN İÇİNDE KAYBOLAMIYORUM, B,R TÜRLÜ BAŞARAMIYORUM
NEREYE BAKSAM SEN, NE BİLSEM SENLE BAĞDAŞIYOR CÜMLELERİM
YÜREĞİMDEN KOPARSAMDA, AKLIMDAN ÇIKARAMIYORUM
KORKULARIM HALA DEVAM EDİYOR
ANLAMIYORSUN, BİLMİYORSUN, GÖRMÜYORSUN
İSTEMEM ZATEN!
YETERİNCE ACI ÇEKTİM BEN, BELKİ SENDE ÇEKMİŞİTİN
AMA BİTMEDİ,
BİTMİYOR,
BİTMEYECEK İŞTE!
ELİMDE DEĞİL!!!

1 Ocak 2004 Perşembe

3

Vazgeçtim ben
Yağmurda yalnız yürümek istiyorum
Sadece kendimle
Sigaramı tüttürüp
Aklımda düşüncelerimle soğuk denize bakakalmak
Yorgun kalbimle
Ben yağmur ve sigaram
Canını acıttığım kimse olmadan
Yanımda elimi tutan,
Bu günahkar dudaklara dokunan
Kimse olmadan
Sadece yalnızlığım yağmur ve sigaram
Çok yorgunum kelimeler dökülmüyor bile kalemimden
Hayatımı yaşayamıyorum diyen şikayetçilerden şikayetçiyim
Bu manasız kısır döngünün bir halkası olmak istemiyorum
Ben sadece bütün inadımla yürümek istiyorum
Sadece özgürlüğüm yağmur ve sigaram
Aldanmaktan yoruldum, kırılmaktan
Sadakatsiz Aşk Olmaz Bilmez Misin?
Riyalarla dolusunuz, sonra neden yalnızsın diyorsunuz
Yağmur dindi sigaram bitti
Herkes yalan dünyasına
Sadece ben umudum ve hüznüm