12 Haziran 2006 Pazartesi

parça parça hep ben


her yerim yara bere içinde.
duygularım yok olacak en sonunda...
yalnızlığın sonu yok.
çocukken dokunmazdı ağlamak.
kime neyi anlatsam...
üstümden benim olmayan herşeyi atmak istiyorum artık.
kıvranıyorum yatağımda...
elbet dalacağım uykulara,
yeniden başlamalı hayata!
tüm bağımlılıklardan kurtulmak üzere. .

29 Mayıs 2006 Pazartesi

keşif

Bahçede yürüyordum yine de düşe kalka…



Koluma girdin, tökezledik beraber,

Denize yürüdük hep

En geride kaldı pabuçlarımız (kumsalda koşarken)

(ıslak da olsak)Yeşilin içindeki siyahla kırmızıyı bir biz farkettik

Kaç bulmaca çözdük serin akşamlarda

Güneşli havalarda (süzdük) ıslattık kalplerimizi

Aslında o kadar (çaresiz) acizdik ki;

Birbirimize üzüldük en çok

Aynı yöne giden paralel yollarda,

Patikaları çıkarken gökyüzüne (gülümsemesine) hayran kaldık



Hatırlamıyorum hiç,

Ben bahçede yürüyordum yine düşe kalka…

27 Mayıs 2006 Cumartesi

yeniliğe doğru

Seninle keşfettiğim o mucizeyi;



Uğurla, yudumladığım orta şekerli kahveyi (hatırı olandan),

Kazımla, koptuğu yeri yakalamayı,

Elçimle, açıldığım bucaksız ufukları,

Elbruz, adresiyle doğumumu



Yaşadım.



Yeni yollar açan yolcu katıldı. Başladı paylaşmaya… Şaşırttı beni, “siz”dendi.

Bi puzzle daha yerine oturdu.

Ardından ne yaptıysa benim bütün gerçeklerimi tuzla buz etti. Oyun dışında bıraktı beni.


Şüphe içindeyim!


Sen bana anlatabilir misin, tersten mi yaşamak?

05.50

27.05.06

20 Mayıs 2006 Cumartesi

"

O pek meşhur dört surat dağılırken,

“Paramparça Aşklar ve Köpekler” diye bağırabilirsin…

Tozlarından daha iyisini yapabilirsin.

20.05.06

4 Mayıs 2006 Perşembe

?_

Bunu yapmak zorundayım. Başladı. Zaman yok. Bu 1.Bölüm. Anlatıcının hissedildiği bölüm.

—Bebiş.

—Hayatımın başlangıcı ve sonu.

(hüznüm kalır içinde)

—Yapma! Böyle basamazsın kalbimin can kırıklarına

—Kendine iyi bak

—Kendine iyi bak!?! Senden nefret ediyorum.

( deme, bak yağmurları hissedemezsin. sonra kalbin donar. iç çekişlerin nefes olur. kendini benden koruyamazsın. sevmişliğime ölürsün. )

—…

—Kim tutar ki elini? Hem kim gelir ki seninle dünyanın bi ucuna, farklı şaraplardan tatmaya…

Kız korkuyla arkasına döner. Katil karşısındadır. Elinde bi çiçek makasıyla tek hamlede kızın gırtlağını keser. Cesede otopsi yapılırken, Dünya’nın telefonu çalar…

—Zır!! Zırr!! Zırr!

Tanımadığım bi dost gibiydi.

Kan akıyordu oluk oluk…

Kim bilir kaç geceler hançerlemişti lanet ettiği benliğini…

Hava da acıma duygusuyla süzülen kelebekler…

“kendine iyi bak”lar…

06.05

04.05.06

17 Mart 2006 Cuma

=

Sevdim seni, Müge oldum sana!

Sevgi oldum.

İstedim seni…

Çok şey istedim güzel olan…

Zordun, zorladım, zorlandım…

Yıkıcı olan; anlatmıştım ben sana, oysa ki…

Anladın ama yine üzüldüm.

Ve anlamışken bunu; beni, bana yaptığın haksızlığa dayanamadım.

“Yapmam!” demiştim, “Bırakamam seni...”

Kollarımla öyle sıkı sarılmıştım ki boynuna, bi baktım kendimi boğuyorum.

15 Mart 2006 Çarşamba

-

Kayıtsız, şartsız…

5 Mart 2006 Pazar

gözyaşlarımızın tadı aynı

hep birileri geldi gitti hayatımdan
bi elin parmağı kdr daimi olanlar
hepsi benim hepsi içimde
bi gün biri daa geldi
işte bu dedim hayat dedim
seni ösledim

ölümü seçtiğim zmnlrda oldu
soğudum yaşamaktan

uzak dur yakınıma bu mesafe beni bozar

ağladım ağladım ağladı
babam dedi ki
kimseyi sewme kısım bu kdr
sus baba sadece sarıl nolur
sabahına senle uyandım

yeni kelimeler öğrendim
sözlüklerden diil
anlamlarını yaşayarak
her çözdüğümüz bulmaca için
her kelime için
her defasında
aynı şaşkınlık we sewinçle mutlu olduk

pikniklerimiz oldu bizim
diet pikniklerimiz
gözlerimiz ağladı
kalbimiz güldü

söyle nerdesin

bi gün benim için en fazla naparsın? dedi bana
sewiyorum ya kalbimle
sewmeyi bilmiyorum ya
tüm cesaretimle
senin için ölürüm dedim
güldü yandan
anlayamadım bozuldum da inceden
senin için yaşarım demeni isterdim dedi
o zmn anladım
adı hayat tabi yaşamamı ister
onda yaşıyorum ztn ben
o biliyodu ben öğreniyo

zmn aşımına uğradı sayfalarımız
kablosuz iletişimde
yakalayamadık gözlerimizdeki anlamı
uzaklık tüm kinimizi ortaya çıkardı

oysa biz kawga edemezdik
dilimiz bile dönmezdi doru düzgün
kalplarimiz çarpışırdı ancak
ışıklar çıkardı sora ortaya
sarılırdık

bi gece o kdr yalnızdım ki ona
herşey geçti demesi için kıwrandım yorganın altında
bi gün canım o kdr yandı ki
artık seni sewmek istemiyorum derken buldum kendimi

hiç paramız olmadı bizim
ama soframızdan da
tekel biramız, çerezamız
şarap, gazoz ve bardağımız
hiç eksik olmadı ne hikmetse

sönsün mumlar da
bu karanlıkta yüzümüzü
göremeyelim

sonum kötüye waracak
beni koyup gitme n olursun
elimi tutuyorlar ayağımı
yetişemiyorum ardından..
seninle gelmeyeceğim
yine de
beni koyup gitme n olursun

sabahına seninle uyandığım günlerim yok
bize dediğim yudumları almıyorum içkimden
anlatmak istediklerimi içimde tutuyorum artık
bağıra bağıra şarkı söylicek cesaretim de yok
herşeyi de bırakıyorum seninle birlikte
seni düşünmemeye çalışıyorum bu son

Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler

Ne güneşe uzandık yan yana
Ne yağmurda ıslandık
Bir vapura atlayıp
Bir sabah hiç gittik mi bir yere
Olmadı olamadı
Hayat güzelmiş
Çiçek açarmış
Dünya dönermiş
Kuşlar uçarmış
Utanmadan

21 Şubat 2006 Salı

sihirli


Bir gece yıldızlı yıldızları çok parlak bir gece.. o bana geldi cama çıktım. Gökyüzüne baktım. En parlak yıldızı ben gördüm. Benimle birlikte bunu kimlerin görebildiğini düşündüm. Kim olduğunu biliyorum.. insanların düşlerinde yaşıyorum artık.. masal prensesi mi oldum ne?! Bembeyaz bir kıyafetim var.. yerlere kadar uzanıyor.. siyah uzun saçlarım yıldızların rüzgarından uçuşuyor.. yer çekimi yok.. benim için hiç bir kural yok artık.. gözlerim aslında birer yıldız.. ve bu yazı aslında çok acınası.. düşlere değil de hüznüne vuruyor insanı.. apartmanların arasından uçarak geçiyorum. Havada süzülmek.. çok hafif bir rüzgar.. saçlarımı diken diken ediyor.. gölgeler görüyorum. Onlarda benim gibi havada süzülüyor.. ama onlar karanlık bense beyazlar içindeyim… elbisemin eteği arkamdan uçuşuyor. ve her tarafı bembeyaz yapıyor.. hayal gibi.. sim gibi parıltılar yayıyor etrafa.. o büyük sarı yuvarlağa yaklaşıyorum.. sonu bu değil biliyorum.. daha yeni başlıyoruz biliyorum. Yüzümde tebessüm oluşuyor biliyorum.. garip bir boşluk galiba huzur,sessizlik.. derin derin nefesler alıyorum.. çimlerin kokusu içimi dolduruyor.. siyah uzun lüle lüle saçlarıma yıldızlar konuyor..hiç bir iz kalmamış benden geriye.. yaşadıklarım silinmiş.. bomboşum.. ne kalbim de ne aklım da ne vicdanım da ne de cansız bedenim de izleri yok acıların..

Bu hikaye benden dünyaya.. oysa ki ben şuan çok yüksekteyim…

Ve şimdi kocaman çok renkli bir havuzu tepeden görüyorum.. su mavi değil gökkuşağının renkleri.. kanatlı küçük melekler var.. hepsi de çocuk.. işte gerçek bu.. birbirlerine su atıyorlar. Sihirli oyuncakları var.. onlarla oynuyorlar. Paylaşıyorlar. Kahkahalarına inanamazsın.. kulaklarımda çınlıyor.. dünyanın en güzel sesleri bunlar.. dünyanın en güzel müziği.. ama onlara dokunamıyorum.. çok narinler.. incinirler korkusu var içimde.. el sallıyorum onlara gülücükler saçıyorlar bana..

Ben ay dedeye ça içmeye gidiyorum!

3 Şubat 2006 Cuma

.

işte böyle
eski hüznü yaşıyorum gene,
neye sarılacağım,nereye gideceğim bilemiyorum
kimse aldırmaz sana
bu kdr derinlere battığında..

20 Ocak 2006 Cuma

bir sonbahar günü

bir sonbahar günü

Göztepe etrafında boş boş dolaşırken sen,

elinde yakışmayan bi sigarayla,

bi anda için sıkılacak,

gidecek kimsen olmayacak

aslında olacak da gitmek istemeyeceksin

sadece yürümek isteyeceksin

tren yolunu takip eden yoldan aşağı ineceksin

yüzüne yüzüne rüzgar gelecek

yere bakacaksın

kurumuş yaprakları göreceksin,

belki de su birikintisinde

belli belirsiz yüzünü..

hunharca bakışlar atacaksın etrafına

neye ya da kime?! sinirliysen artık

yürümeye devam edeceksin

adımların sıklaşacak

içerde kalbini sıkıyorlar şimdi

gitmen gerek ama nereye

saate bakacaksın akşam olmuş

sokak lambasına yaklaşırken gözün takılacak

ışıkta süzülen damlalara

beynine gireceğim o an

aklın acıyacak

kalbin acıyacak

ayakların gitmek istemeyecek

sadece duracaksın..

istemsiz bir şekilde düşüneceksin

tebessüm olacak yüzünde

acıtsam bile gülücüne gitcek yani

bir anda uyanacaksın

neden duraksadığını düşüneceksin

bulamayacaksın.

beni özlediğin kadar da

unutacaksın..

9 Ocak 2006 Pazartesi

"

ben kendimden vagectiğim için kim bana kızabilir ki? ne diye kızıcaksınız bana? neden yapamadın mı diceksiniz? savaşıyorum işte.. yaşamak zor, "yaşıyorum" diyorum hala, güç var içimde.. dedim ya savaşıyorum. ne biçim bi girdap bu.. fırtına dinmez mi? kayboluyorum.. ne kadar karanlık burası böyle.. gözünün alabildiğine siyah.. o yüzden uzanan elleri göremediğim için kızmayın bana. kendimden vazgectiğim için kızmayın.. hiç mi yalnız kalmadık!!
09.01.2006

rüya

Rüya gibiydi... Yüzüne, gözlerine, sana bakınca çoğaldığımı hissediyordum. "içinin kıpır kıpır olması" deyimini senden öğrendim. Hani bazen uyandığında hava güneşliyse içine böyle garip bi mutluluk kaplar ya, sana her baktığımda aynı mutluluğu tüm damarlarımda hissediyordum. çok kızgınken bile hep seni öpmek istedim sevdiğim..
Artık rüyalarıma girmiyorsun.

Neden?

Yokluğunda sevgim acıyor..


----


Ya aşk yada rüya bu kadr güzel olabilirdi.

Ama artık senin için atmıyor kalbim.

Aklıma bi başkasının gülümsemesi geliyor. İleriye uzanan ellerim sana değil, O'na değiyor.

Biliyorum hiçbiri "sen" değil, olmayacak. Senin hayatındaki hiçbiri de "biz" olamayacak.


Kendi buhranlarımda boğlurken seni kaybettim. Seni sonu olmayan bi yola soktum. Sonra da yok oldum..

Hepsi yaşanmış ve gerçek, inkar edemezsin. Böyle bitsin istemezdim.

Beni güzel hatırla nolur.

Seni sevdim ben.

Kendimi bulmaya gidiyorum. İyi olucam.

Yolun açık olsun...

Mutluluklar Sevgili..

09.01.2006

_

geleceğe dair masum hayallerimizi bile kirlettim ben..
benliğimi kirlettim ben..
ağlayamıyorum..
tek temiz gözyaşlarım var, onlar da düşerse damla damla geriye benden hiçbişi kalmicak..
09.01.2006

1 Ocak 2006 Pazar

Bir gün

Bir gün,

Bir anda hiç sızlamadan başladı kan kaybım…

Kimsenin yüzünü görmek istemedim,

Sokağa çıkmak istemedim,

Dostların hal hatır sormasını istemedim.

Geceleri hiç bitmesin diye çok diledim.

Ama güneş yine doğdu.

İnanmıyordum ki güne, ne önemi vardı?

Aynada kendi eriyişimi seyrettim.

Sokaklara dağıttım parçalarımı,

Kimse bilmesin diye, hiç gitmediğim semtlere…

Anlamasınlar diye kolay oldum.

Koynumdan kaydı bulutlarım…

Yine de yaşadım.

İntikam almak için kendimden…

Her gün sana daha çok aşık oldum bilmeden…

Sana olan bağımlılığımı kestiğim için birden,

Alet oldum dünya çarkına.

Bi kadeh şarapta seni buldum ben,

Bi duman sigarada,

Her kazandığım oyunda,

Susarak söylediğim tüm şarkılarda…

Ve bir gün,

Bütün bu olanların seninle ilgili olduğunu anladım.