Yıllarca kendimi tanıyamamışım. Hep incittim insanları, çok üzdüm dedim. Hem incittiğim için acı çektim hem incindiğim için. Ama bugün hatta demin anladım ki kusursuz bi yalandı bu. Ahmet Altanı’ın “İçimizde Bir Yer” adlı kitabını okurken şu satırlarda gözlerime şimşek gibi çarptı bi gerçek daha.
“Aşktan ne kdr çok söz edersek edelim aynı ölüm gibi, aşka da hiçbirimiz hazır olamıyoruz, onunla karşılaştığımızda ilk büyük titreyiş ve coşkuyla birlikte tedirginliği, şaşkınlığı, zaman zaman dehşeti, acıyı, endişeyi, incinmeyi, bir başkasını kendisinden çok sevmeyi şiddetle yadırgayıp ayaklanan gururu da hissediyoruz, o depremde en iyi tanıdığımız en güvendiğimiz ve kaybetmekten en çok korktuğumuza, kendimize sarılıyoruz.”
Evet bu satırlarda kendimi buldum. yazılanların hepsi doğruydu, hatta bendim bu kelimeler. Ben incitmedim hep incindim. Bi kara delik gibi tüm acıları kendime çektim. işlemediğim suçların bile cezasını çektim ben. Vicdanım beni hiç rahat bırakmadı. daha yeni karşı karşıya geldiğim bu gerçek. Şimdi beni deli gibi korkutuyor. aşık olmak istememem aslında bencilliğimden, korkumdan hatta belki paylaşmak istemememden benim olanları... Yine mıknatıs gibi çekmekten korkuyorum acıları, yanlışları... Aşkın dudaklarımdaki çekici tadı düşene kadar aklıma tüketiyor bu korkular beni...
Biliyorum kelimeler cümleler hep aynı ama kendimi farklı biri gibi yazamıyorum işte!!